hanimiş beyaz tavşan....

Friday, June 23, 2006

ya kuzu çiçeği yemişse.

"Ne fark eder ki?" dedi küçük prens. "Nasıl olsa her şey küçücük benim yaşadığım yerde."

Eğer büyüklere, "Güzel bir ev gördüm, kırmızı tuğlalı: pencerelerinden sardunyalar sarkıyor, damında ise kumrular var," derseniz, nasıl bir evden söz etmekte olduğunuzu bir türlü anlayamazlar. Ne zaman ki onlara, "Yüz milyonluk bir ev gördüm," dersiniz, işte o zaman size, "Oo, ne kadar güzel bir evmiş!" derler gözlerini koca koca açıp

"Çiçeğim gelip geçici," dedi küçük prens kendi kendine. "Kendini her şeye karşı savunmak için yalnızca dört dikeni var ve ben onu gezegenimde yapayalnız bıraktım!"

"Eşi benzeri bulunmayan bir çiçeğe sahip olduğum için çok zengin olduğumu düşünüyordum. Yalnızca sıradan bir gülmüş. Sıradan bir gül ve dizime kadar gelen üç volkan. Birisi belki de artık tümden söndü... Hiç de büyük bir prens değilim ben... Küçük prens çimenlere uzandı ve ağladı."
"Gökyüzüne bakın. Kendi kendinize sorun: Yedi mi? Yemedi mi? Ne kadar çok şeyin değiştiğini göreceksiniz... Hiçbir büyük bunun ne kadar önemli bir sorun olduğunu anlayamaz!"


Hikayesini nerdeyse tüm bölümlerini parça parça okuduğum küçük prensin tamamını okudum ,
çok ama çok hoşuma gitti. öyle yazasım geldi, hatta öyle ki kitap kendini bişilere farkında olmadan kaptırmış olan ve bunun farkında olmayan kişiler!! için bir reçete niteliğinde gözümde .
Umarım şanseseri bile olsa o kişiler bu kitabı okur ve onlarda merak edecek birşeyler bulurlar hayatlarında " ya kuzu çiçeği yemişse " tadında.

No comments: