hanimiş beyaz tavşan....

Thursday, December 16, 2010

Yeniden Başla

Kendi düşen ağlamaz derler,
Bilmezler hali ne beter.
Boş ver, devam et aramaya
Derin bir nefes al,
Yeniden başla yaşamaya.
Neden olmasın ?

Tek başına bembeyaz odada,
Yitirdin mi son umudu da.
Boş ver, devam et aramaya
Derin bir nefes al,
Yeniden başla yaşamaya.
Neden olmasın ?

Her yer karanlık,
Yok tek bir ışık.
Boş ver , devam et aramaya.
Derin bir nefes al,
Yeniden başla yaşamaya.
Neden olmasın ?

Yalarım.

Farkında olmadan

Farkında olmadan unutulur yaşananlar,
Görmeye dayanılmaz bakanın ta!
Sessizce süz sen beni,
hatırla sen yavaşça,
Unut sonra umarsızca.

Saturday, October 02, 2010

Korkak ve Abazanın eş anlamlı olduğu an 2010 versiyon.

http://takirdayan.blogspot.com/2005/04/korkak-ve-abazann-e-anlaml-olduu.html
Abuk, sabuk, işler işte… dayanamadım, gene gittim bir hatuna yazdım, çok değerli bir kişi değil aslında, yine süper pasifliğe doğru gidiyorum… Abaza olmak istiyorum ama gidip de kadınları etkilemek için bir şey yapmaya üşeniyorum. efendi, cici, rol yapmayan rolü yapmaktan da sıkıldım… insanların çoğunu tüketiyorum kendi gözümde nefis bir biçimde, genel olarak bana verebilecek birşeyleri olup da, benim verebilecek birşeylerimin olmadığı insanlari… bana sağlayabileceği tüm faydayı sağladıktan sonra buruşturup atacağımı açık açık söylüyorum,gidip gitmemek onun elinde. Benim de sikimde, daha iyilerini bulmak için... ama buruşturulmayı hak etmeyenler de oldu, onları buruşturup atmayacağıma söz verdim, sözümü tutmadım.
Ben çok cesur bir adam olduğumu sanırdım… ama insanlarin da cok buyuk cogunlugunu korkaklıkla suçlardım…artık herkesden daha korkak olduğumun farkındayım, bilmezlikten gelmek ise benim tercihim. Bazıları ise farkinda bile degil bunun.. korkak olduklarini bilenlerin nerdeyse hepsi rol yapiyor disariya karsi, kendilerini guclu gosteriyorlar... tamam korkaklik suç degil, hatta şirin birşeydir korkaklik… ama korkakliğin butun naifligini bozarak rol yapan insanlardan olduğuma inanamiyorum. Dünyanin en mutsuz insanlarını hala sevmiyorum, harbiden boktan bir hayata sahip olduğunun farkında olmamasına rağmen sürekli hüzünlü bir maske yapıştırır suratına, mutsuzum ben, kahretsin falan ayaklarını yapanlara rol yapmak tam da benim işim, hatta en sevdiğim. Bu yaptığım aslında bir savunma. Savunmayı erkenden yapar ki boş anında yakalanma ihtimalini 0'a indirsin... Saldiran oluyorum böyle durumlarda, savunmayi kırmaya çalışıyorum, Korkağın kafasını beynini sikmek tek ama tek ihtiyacım, en korkak olmak ise en büyük hedefim,Hedefime ulaşana kadar en korkakmış gibi davranmak ise yaptığım en güzel rol.

Sürekli otokontrol halindedir… otokontrolü yok etmek bir lükstür benim icin… otokontrolü kendim yok edemediğimde ise extra malzemelerle yok ederim…

Sunday, May 30, 2010

Boşnak kardeşlere saygılar

Küçük bir adamın, küçük bir bardak rakı'yı çalıp içmesiyle, küçük bir kıza yazdığı küçücük bir şarkı.

Sen, ağlayan rüyadan uyanınca yolda bulduğum küçük kız.
Yüzünde sanki yılların hapsettiği acılar.

Sen, ellerini sır gibi saklayan,
Öpünce gözleri dolan kız.

Hayallerine karışmış bu kötü insanlar.

Sebebini bilemedim gitmeye olan hevesinin,
Anlatamadım arkandan gelen türlü hıçkırıkları.

Yalnız olsun ,ya da senle dolsun gözyaşlarım.
Akarken dağlardan aşağı karanlık günlerin acıları.
Akarken dağlardan aşağı karanlık günler.

Bazen ellerin uzansa bari,
İkisinden birini gözlerinin,
Birinde fırtınalar, diğerinde suni gökkuşakları.

Bütün çiçekleri siyaha boyadım,
Sen seçince o şarkıyı.
Büyümek için yorulmak gerek,
Derdin sen küçük kız.

Wednesday, May 26, 2010

Tersine

Kim bilir ? neden gider, bazen aklımın yolları. Dün gece nerdeydim, yarın bilmem, yarın bilmem, Çok mu zor? inadına bir yudum tadına baksam. Güneş üstümüze doğsun, bulutlar yatak olsun. Hava güzel, kafam güzel,kopartma beni dalımdan, kafam güzel. Çok mu zor inadına bir yudum tadına baksam. Her şey tersine dönüyor. Neden her şey tersine dönüyor.
Bazen her şey tersine dönüyor.
Hava güzel, kafam güzel ,ben güzelim, her şey güzel, kopartma beni dalımdan, kafam güzel, kafam güzel.
Mars benim dünya benim.Sen benimsin dünya benim. Her şey tersine dönüyor. Neden ? her şey tersine dönüyor. Bazen her şey tersine dönüyor...

Saturday, May 22, 2010

Athena Leş Gibi...

Athena en son oy oy diye bağırındığından beri tam 4 sene olmuştu. 2006’da güzelim Breed’i , başka bir güzelim’e dönüştürmüştü. Tadından da yenmemişti it. Ben daha “İT”i sindirememişken, LEŞ gibi gelen kokular ile kendime geldim. Athena ne yapmış biliyor musunuz ? Bundan önce yaptığı herşeyin tadını almış, hem de aynı şarkının içerisine sığdırmayı başarmış, üstüne üstlük yeni vokaller denemiş, sonuç mu? ” Dünyanın en leş şeyi bu kadar mı güzel olur.” Cümlesini anlamlandıracak bir albüm yapmış. PİS sadece 2010 değil uzun süreden beri tarzında yapılmış en iyi prodüksüyon olmuş.
Albümde 12 şarkı var. Çıkış şarkıları “Serseri Mayın”, aynı zamanda da klip şarkıları, "bir albümde hangi şarkıya klip çekilir?" Sorusunun cevabı nedir ? Cevabı bilmediğim için de neden serseri mayın'a klip çekildiğini anlamadım.Serseri Mayın kötü bir şarkı mı ? kesinlikle değil. Ama daha pis bir şarkı varken. Hem de bu albümde A-4’te bulunuyorsa. Adına uygun, aptallığın, aşkın, öfkenin, şiddetin en pis ve keyifli halleri bir şarkıda anlatılır mı ? bu şarkı PİS bir şarkı ise anlatılır. Athena bunu yapmış, belki de bu yüzden bu albümün adına da bu şarkının adını vermiş.
Ancak bir albüm için, bu kadar nameler dökmemin sebebi kesinlikle sadece tek bir şarkı olamaz Benjamin.
- Diğer şarkılardan da bahsetmeye ne dersin usta Alexandır.
- Haklısın Benjamin.
Albümde hemen dikkatimi çeken ikinci şarkı “Tersine” oldu. Yahu bu şarkı bu albümdeki en sönük şarkı kalırsa hiç şaşırmam. Ama olay Athena olunca bilemiyorsun işte, bu şarkının en tatlı yeri de içinde “sokaktaki sırıtan sarhoşun” keyfini taşıması . Güzel şarkı.Başka da bişi denmez bu şarkıya.
Ben Mesela ; Athena’nın, apayrı olan bir skalonga kafası vardı. Ben mesela, o kafanın tadını hiç unutmadım. Bu albümde de aynı bu şekilde olan bir şarkı. Adı da “Ben Mesela”
Bir de bar gruplarına yiyorsa canlı çalın da , vokaliniz o anda ayrılsın dedirtecek bir şarkı. Bu dert şarkının da adı .
Athena çok balad yapan bir grup değil, ama yapınca da tam yapar. O baladda da herkeslerin ağlamışlığı vardır. US’dan önceki albümlerinde balad yoktu. Bu çocuklar hep hoppidi derlertleri yok dedirtiyorlardı. Ama onlar ne yaptı? YALAN diye bir şarkı yaptı. Azımızın da üzerine çaktı.
Bu albümde de bir balad var, O da Hazırla Beni. Bu şarkıyı dinlemeye hazırlık gerekebilir. Kalp hastaları dinlemesin bence.

İşte Benjamin, albüm hakkında zart diye beynime beynime çakan şarkılar bunlar. Ellerine sağlık, çok da güzel olmuş,pek de güzel olmuş.
Yazıyı buraya kadar okuduysanız. Hemen bu videoyu da izleyin. Serseri Mayın ile ilgili neden yorum yapayım ki? Onu zaten size sundular.
Keyifle…

Saturday, May 15, 2010

Tam da bu kafalardayım.

Dur bugün benim günüm
Kapandı üzgünüm
Sıkıldım artik insanlardan
Hiç durmadan ararlar
Hiç sormadan gelirler
Hic yalniz olmasınlar
Mutsuzlar

Kendi kendilerine kalmak ne zor gelir ki
Rehberinde yer bulur isminin bas harfi
Çaldı bak zırıl zırıl telefonun zılı
Açmadım, bozmadim keyfimi

Patlamış mısır, kahve fincanim
Korku filmim
Gelmesin sakın üçlü koltuğun sürpriz ismi
Yordu onlarin sahte dertleri
Gecti şimdi

Battaniyem kareli
Battenitem degerli
Her saniyem degerli
Her saniyem

http://www.myspace.com/multitaponline

Monday, April 19, 2010

Plaza Mahkumları

plaza mahkumiyeti diye bir şey var şunlardan oluşuyor,
* Öncelikle belirli bir standartda giyinmeniz gerekiyor.
* 4-5 dakika da içtiğiniz sigarayı içebilmeniz için 20 dakika aşağıya inmeniz gerekiyor. Tabi ki bu arada asansörü kullanmanız gerekiyor.kanımca sigara içmeye inen insanlar plaza'da görünen "iş yoğunluğunu" arttırıyorlar.
* Asansör devamlı gereksiz yere kullanıldığı için sadece bu plaza'nın asansör işlerini yapan ve başka bir iş yapmayan bir şirket oluyor. Bu şirket 4-5 çalışanlı plaza yöneticisinin muhtemel bir arkadaşı tarafından kuruluyor. Tabi o şirkette de çalışan 3-4 kişi oluyor. Yani asansör iniş çıkışı azalsa o 3-4 kişi çalışmayacak. Bu kötü gelebilir ama değil çünkü asansör nesnesi baştan gereksiz.
* Plazalarda insanların karınca yuvasında olduğunu hissetmemesi için yüksek katlarda güzel teraslar var. Bu teraslarda, saatlenmiş tatillerinde vakit geçiren mahkumlar, yüksekten güzelliklere bakmanın, güzelliklerden daha güzel olduğuna inanırlar ve sevinerek fotoğraf çektirirler, bu fotoğrafları facebook'a koymak bu mahkumlar için apayrı bir sevinç kaynağıdır.
* Plaza mahkumları aslında evlerinde normal insanlardırlar, gayet rahat davranırlar, ancak sabah alarmının calması ile kural olarak önlerine konulmuş giyinme standartını uygulamaya başlarlar, gayet rahatsız ve mahkumların gevşemesini engelleyen bu kıyafetler mesai saati sonuna kadar mahkumların mayışmasını engellerler.
* Çizgisi çok sabit olan bu kıyafetlerde ki ufak tefek moda farklılıkları, hayatını daha da deşifre etmeye karar veren mahkumların kendi çaplarında yaptıkları eylemdir. Bu sebeple tom ve jerry'li kravatlar icad edilmiştir. Ortamın kravata tezatlığından kaynaklanıyor olsa gerek, amaç tezatlığı sağlamak olduğundan giyim çizgisinde değişikliği çok sık yapmayan olgun mahkumlar bile arada sırada tom ve jerry'li kravat eylemine katılmaktadır.
* Plazalarda mahkumların içeride olup olmadığını ve geç kalmadığını kontrol etmek için plaka sistemi kullanılır. Her mahkuma verilen plakalar otomatik kırmızı ve yeşil ışıklar saçan ahtapotlar tarafından kontrol edilirler. Ahtapotların doğru çalışıp çalışmadığını kontrol eden diğer mahkumlar vardır. Mahkumlardan kurulu bu sistemde güven unsuru, gene mahkumlar olduğu için sistemden kaçış çok zordur, kontrolcü mahkumlar ahtapotlar kadar hızlı ve güvenli plaka okuyamadığı için bu plakalara mahkumların küçük fotoğrafları da konulur.
* Gene hayatındaki farklılıkları deşifre etmeye çalışan mahkumlar bu plakaları ellerinde taşırken onları sanki vücütlarının bir parçası olarak benimsemesine sebep olur, bazıları sempatiki, yakışıklı, seksi fotoğraflarını özellikle bu plakalara koyar ve kontrolcü mahkumlar dışında ki mahkumlara da gösterme çabası içine girerler.

Yakında benim de plaza mahkumiyetim başlayacak, yaşasın!!!

Friday, January 29, 2010

aha

okurken yakaladım!!!

Monday, January 25, 2010

sahne-i ömrümden nefs-i emmareye hitabım

âlemin bağzârını sikeyim
sünbül ü verd ü nârını sikeyim
andelib-i nizârını sikeyim
hâsılı nev-baharını sikeyim

bana yoktur lüzumu gülşeninin,
şeb-i tarîk ü rûz-ı rûşeninin
ne gulâmının ne de zenninin
hepsinin tâ mezarını sikeyim!

ağlamam ben, ben erkeğim erkek,
hayli güçtür bana cefâ etmek,
minnet etmem bu ömre de felek,
atını al, tımarını sikeyim!

güççedir bu fakiri aldatmak,
yüzdürüp sonra kündeden atmak,
gözünü aç da sen bana bir bak,
ben senin i'tibarını sikeyim!

saki-i mâh-rûyına sıçayım,
gülünün reng ü bûyuna sıçayım,
mutrîbin hâyâ-hûyuna sıçayım,
sâgar-ı neşvedârını sikeyim!

yok sâfâsı hezâr-ı dem-gerinin,
gül-sitanda şükûfe-i terinin,
bezm-i sahbâ-yı rûh-perverinin
neşvesiyle hümârını sikeyim!

feleğin uğradımsa vartasına,
s..çayım ağzının ta ortasına,
bunu yazsın cihan da hartasına,
kıta'at ü bihârını sikeyim
Neyzen Tevfik

Saturday, January 23, 2010

MANYAK-MASAL

Yatay Zeka Miller dolandırmacasından sonra, Demo garage toplama albümüne yeniden başla şarkısını kullanma izni verdi.
Bu albümde,12 farklı rock grubunun şarkıları olacak. Albümde bulunan şarkılardan bir tanesi Manyak grubuna ait. Adı da Masal. Manyak Deniz Yılmaz ve Kaan Alptekin'den oluşuyor...Şarkının sözlerini çok ama çok sevdim. Deniz'i bir kez daha takdir ettim.
Budur.

Bombalar patlıyor,
Bir çocuk ağlıyor,
Öyleyse sorun yok şu anda.

Bir adam vuruluyor,
Hiç olur sanmıyor,
Öyleyse sorun yok şu anda.

Bir kadın dayak yiyor,
Bir çocuk izliyor,
Öyleyse sorun yok şu anda.

Bir gün çocuk anlarsa, ve duyarsız kalmazsa.
Doğru bir insan olursa işte sorun var o anda.

Bir adam hep yiyor,
Yedikçe çoğalıyor.
Öyleyse sorun yok şu anda.

Bir kadın giyiniyor,
ve Nesiller tükeniyor,
Öyleyse sorun yok şu anda.

Bir gün çocuk anlarsa, ve duyarsız kalmazsa.
Doğru bir insan olursa işte sorun var o anda.

O çocuk bilmiyor, çünkü hep masal dinliyor.
Öyleyse sorun yok şu anda....

www.myspace.com/demogarage

Sunday, January 17, 2010

Foody Fallen Music World Yorumları

Foody Fallen Music World Yorumları…
Bildiğiniz gibi biz bir yarışmaya katıldık. Ancak yarışma oylaması, gerek sitede ki teknik sorunlar gerekse tarafsız dinleyicinin siteye çok fazla yönlendirilememesi sebebiyle çok sağlıklı olmadı. 2003 de kurduğumuz yatay zeka 11 tane eleman değişikliği,onlarca konser sonrasında kendi kadar gaz olan insanları kazandı. Yatay zeka enerjisi bir zamanlar bu enerjinin büyümesine katkısı olan herkesi bir araya topladı…
Ancak bildiğiniz gibi, oylamanın sağlıklı olabilmesi için söz konusu yarışmanın yeteri kadar büyük bir tarafsız kitleye ulaşması gerekiyordu, ancak bu mümkün olmadı. Neyse ki finale kalacak olan ilk 3 rocker’a yarışmamızın jüri üyeleri verecek.Bu durumda tüm yarışmacılar eşit durumda. Sadece şunun farkına varıldı. Biz gerçekten bir bütün olarak yatay zeka’yı seven insanların içindeyiz. Bundan da çok memnunuz.
Bu kısa açıklama ve tatmin’i yaşadıktan sonra asıl amacımı söyleyeyim. Sonuç olarak beni bilirsiniz, bayılırım yer altında dolaşmayı, bayılırım hücum kayıtları duyulmamış isimleri dinlemeyi.
Yarışma öncesinde de tüm katılımcıları dinledim ve sevdiklerime oy verdim. Şimdi bu grupları tanıtmak istiyorum.( tabii ki yatay zeka’yı dışarı çıkartıyorum. Çünkü Yatay Zeka’yı o kadar seviyorum ki , onun olduğu yerde tarafsız yorum yapamıyorum  )


1-) Noahsark : Aggression in the wild . Şarkısı özellikle gövdeli gitar tonları ile ilk dikkatimi çeken gruplardan biri oldu. Grubun kayıt kalitesi belki de dikkat çekmesini engellemiş olabilir. Şarkı da ki 2.20 civarlarında bulunan metronom sorunları Noahsark’ın finallere taşınmasını engellemiş olabilir.
2-) EVA : Özellikle kayıt kalitesi konusunda dikkatimi çekti. Sonrasında araştırdığımda kayıtları Süper Erim ile aldıklarını öğrendim. Şarkı güzel bence kesinlikle canlı dinlenmeli…Finale kalmamış olmalarını şanssızlığıa bağlıyorum.
3-)ÇAPIT : Çapıt finalde ancak bence yanlış şarkıyla, Çapıt’ı aklıma suck it ile kazıdım. Suck it özellikle bas tonu ve kaydı dikkat çekiyor, neden finalde ki şarkıları bu değil diye düşünüyorum, sanırım İngilizce olduğu için diyip geçiyorum…
4-) ESKİZ : Eskiz’in hiç kimse de anlattıkları çok güzel, sözleri çok dinlemiyorum ama ben bu şarkıyı gece 4 de istiklal de yürürken dinliyorum. Birkaç dinlemeden sonra o kafayla yürürken mırıldanmaya başlayacağım sanırım…
5-)MITMIDDLE : Mitmiddle gaz!!! Mitmiddle ile ilgili çok fazla bir şey demeyeceğim. Pogo’ya başlamaya birazcık daha var, ama bu grup ile illaki bir yerde kesiceğiz… Bu şarkıyı onları dinlerken aşağıdan mırıldanacağım. Onu da geçtim, pogo bile başlatırım. Eğer seyirici pogo yapmazsa, bu cocukların arasına giderim. Sahnede onlarla yaparım pogoyu…İyi bu cocuklar.
6-)KAPTAN MART : Aheste araba kullanma şarkısı bence, arabada kullandığım toplama cd ye koymak istiyorum Kaptan Mart ile konuşarak mp3 isteyeceğim.

7-) CAN İLHAN : Can İlhan da bas tonları ile dikkatimi çekiyor. Tarz olarak çok hakim olduğum bir tarz değil. Ancak tek şüphem bu müziğin ne kadar gerçek enstrumandan çıktı. Şayet bilgisayar kompozisyonu ise, sakın unutma ile ilgili pozitif düşündüğüm çok şey yiter. Bence Can ilhan da seçilerek değerlendirilmeliydi öyle oldu…
8-)NAKİT : New Abnormal Kids In Town…. Olarak gelen nakit’i daha önce de duymuştum. Analog enstrumanlı elektronik müzik yapalım mı abi ? Evet yapalım diye başlamış olabilirler… Kayıt kalitesi ve vokal kayıtlarında ki kalite dikkate şayan. Ancak bu kategoride mi olmalıydı. O konuda kafam karışık… Bu sanırım yeni çıkan british alternative ile pop ya da elektronik karışımı bir müzik gibi sanki bir zamanlar PULP ‘ın kolpası vardı. Su anda JJ BALANS da çalıyor. KOLPA tarzı gibi geldi. Çok profosyonel ve sunmaya değer . İyi ki ilk 10 da lar umarım ilk 3 de olurlar…
9-) ÇAĞATAY : Çağatay’ın olmuyor şarkısını ilk dinlemiştim. Gerçekten keyif almıştım.Ancak sonrasında kuş kalpli kadın’ı dinleyince biraz antipati edindim. Bunun sebebi çok basit, tamamen benim eşekliğim. Ancak kuş kalpli kadın şarkısında geçen
“ 69’a çıkmış 8’e inmez adın.” Lafı beynime olumsuz olarak kazındı. Tamam ROCK ; Sex drug and rockn’roll gibi bir felsefeye sahiptir ancak. Bu felsefe sanki 69’a cıkmıs 8 e inmez cümlesinden daha farklıdır. Yani sadece bu cümle bana şey gibi geliyor. Hani acaip soğuk bir havada azınız burnunuz kıpkırmızı eve girersiniz, o sırada masada bir kase yoğurtlu çorba bulursunuz da, tam o anda çorbanın içerisinde böcek ölüsü olur ya. Öyle bir şey. Yani bu şarkıyı sevmememin tek sebebi bu. Bundan farklı olarak kayıt ve prodüksüyon kalitesi çok başarılı, ayrıca sunum da başarılı. Keşke finalde ki şarkısı kuş kalpli kadın yerine Olmuyor olsaydı. Yani diyeceğim o ki Foody Fallen music world yarışmasında ben finale kuş kalpli kadın değil de, Çağatay-Olmuyor’u alıyorum…

Aha 9 sarkı olmuş. 10. Kim acaba :D
Tüm pazartesi sendromu yaşayacaklara gelsin.
Yatay Zeka’dan yeniden başla…
http://takirdayan.blogspot.com