Lafontaine den masallar anlatıyoz her daim işte okulda vs. Yaptığım işlere ne kadar ait hissediyom ki kendimi yani ne bilim yok kullanıcıya yardımmış yok kernele modül yazmış, uç noktalarda iki farklı hayat gibi geliyor, daha da kötüsü ikisi de bana ait değil ki ya da ben mi onlara ait değilim yoksa bilemiyom neyse cok az zaman kaldı sanırım azıcık zaman sonra sırasıyla bu benle alakasız olan seyler yavas yavas uzaklasacak hayatımdan once okul sonra iş.
düşündükçe bile cok mutlu oluyor insan okuldan cıkısımı aldıgım gun, neler hissedeceğimi bilemiyorum aynı sekilde işten ayrılırken neler hissedeceğimi bilemiyorum ama bir iki kişiye güzel seyler soyleyerek ayrılacagım tabii onlar ne kadar güzel olarak algılar bunları bilinmez hatta algılar mı ya da algıladıklarını kaale alırlarmı orası da meçhul ama olsun ben dediğim zaman memnun olcam. Sonra da hayatıma memnun olmadıgım bişiler sokacam gene sonra onlar içinde bir yazı yazarım belki buraya o bitince şununla şunu konuşcam bu bitince bununla bunu konuşcam diye, yani sonuç olarak birilerine bişiler demeyi beklemekle geçecek hayatım o geçecek ben beklicem o geçecek ben beklicem. beklicem ben ben meminim memin benim.
hanimiş beyaz tavşan....
Saturday, April 01, 2006
Subscribe to:
Posts (Atom)